30 Kasım 2016 Çarşamba

   Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. İster inanın ister inanmayın ; insan kendini sorumlu hissediyor burayı boş bırakınca :) .Ne zamandır yeni bir şeyler yazmam gerek desem , bir şey oluyor ve yazıp çizemiyorum(dum) .Taa ki  geçen hafta sonu ani bir kararla önce Trabzon'a , sonra Fenerbahçe maçı için Rize'ye gidene kadar.
   Futbolu ve Fenerbahçe'yi çok sevmeme rağmen pek deplasman alışkanlığım yoktur aslında.Fakat söz konusu Karadeniz olduğunda ve maç ta Rize'de olunca dayanamadım,atladım uçağa ve ver elini Trabzon.İşin FB-TS boyutuna hiç girmeyeceğim lakin bu yazı bir maç yazısı ya da futbol yazısı değil aslında.
   Trabzon'da beni 1 gün önce oraya gidip aleme dalan Ömer müdür karşıladı :) Karnımız aç , ne yapalım ? Ayasofya'ya gidelim.Yahu bu Ayasofya her yerde mi var? Valla burada da var. Peki gidelim; hem de güzel bir kahvaltı yapmış oluruz(bknz foto) . Uzun zamandır Karadeniz kahvaltısı yapmamış ve özlemiştim açıkçası.Sofradakiler gördüğünüz gibi bilumum çeşit kahvaltılık , kuymak,kaygana vs vs.
Muhlama mı Kuymak mı :)))

   Çok güzel bir kahvaltının ardından Ayasofya'yı da gezdikten sonra (bknz foto) Trabzon meydanda kısa bir tur attıktan sonra Trabzon'un yeni stadının da yapıldığı Akyazı tarafındaki eve geçtik.Kısa bir molanın ardından tekrar şehrin içine dönüp bu sefer öğle yemeğinde ne yiyebiliriz diye düşünmeye başlamıştık ki benim aklıma daha önceden çok methedilen Kalkanoğlu pilav geldi. Fakat Pazar günleri pilav yapılmadığını öğrenmem de fazla uzun sürmedi :)  . Aslında hemen alternatifimizi de bulmuştuk zaten.Az ilerideki  Akın Pide bu işi orada en güzel yapanlardan gerçekten.Fotoğraftaki pide de bunun güzel bir örneği bence.Çok lezzetli ve tadı damakta bırakan bir pide yedik.
Kıymalı pide misssss




   Akşamüstü maç için Rize'ye geçmek durumunda olduğum için 5 gibi Trabzon'dan hareket ettim ve maçın başlamasına yarım saat kala stadın önündeydim.Daha önce de yazdığım gibi maç yazısı olmadığı için sadece 5-1 galip gelmenin sevinciyle geri döndüğümü yazmakla yetineceğim.
   Güzel bir pazar gününü bitirip pazartesi sabahı elimde Trabzon'dan aldığım beton helvamla eve dönerken :)) Karadeniz'e tekrar dönmek üzere söz verdim...



AYASOFYA
                                                           
Resim yazısı ekle
                                                         AYASOFYA
Mavili Ömer müdür
                                                       


28 Mayıs 2016 Cumartesi

Baldır :)


   Baldır mı? Öyle isim mi olur? gibi şeyler söylemiştim ben de ilk duyduğumda bu Özgür Şef markasını. Sonradan biraz araştırdım nedir bu Baldır diye ve farkettim ki hakikaten farklı bir konsept ve lezzetmiş.

   Bilenleriniz vardır ; zaten mekanın(ların) esas yemeği adı üstünde Baldır ve o yemeğin  ilginç porsiyon isimleri :))  delikanlı-yavaşş-insan vs vs.

   Ataşehir'deki restorana çok sık olmasa da Ülker Arena'da maç olduğu günler uğrarım.Düne kadar favorim olan baldırın dışında bir seçenek olan özel hazırlanmış hamburgeriydi. Ekmeği ayrı güzel , eti ayrı güzel bence bu hamburgerin. Fakat dün zincirlerimi kırıp bugüne kadar denemediğim bir yemeği oranın işletmecisi ve aynı zamanda yakın arkadaşım Ateş KUT'un tavsiyesi üzerine denemeye karar verdim ve iyiki de denemişim.

   Aşağıda fotoğrafını da paylaştığım Philly Cheese Steak Sandwich, inanın çok lezzetliydi.Bonfile etinden(lokum) ufak parçaları karamelize soğan, yeşil biber ve cheddar peyniri  ile birlikte Ciabatta ekmeği içinde, yanında da patates kızartması ile birlikte servis ediyorlar. Tadı hala damağımda ...

Ateş'in dediğine göre sattıkları içeceklerin %80 i özel yapım ayranlarıymış. Ayran dediysem bana göre cacığın hallicesi.Değişik bir içecek olmuş ama çokta tarzım değil açıkçası.Laf aramızda, özel olarak sadece ayran içmeye gelenler bile oluyormuş.

   Sonuç olarak değişik lezzetler tanımak ve tatmak istiyorsanız mutlaka bir Baldır mekanına uğrayın derim. Şimdiden afiyet olsun :)





Philly Cheese Steak Sandwich

26 Mayıs 2016 Perşembe

Emmi :)


Merhaba,

  Beni tanıyanlar için sanırım sürpriz olmayacaktır ilk blog yazımı yemek üzerine yazmam ; ama söylemiştim yediklerimi,yediklerimi yazacağım diye size. Belki biraz da gezdiklerim ve sonra yine yediklerim :))

   Evet Dürümcü Emmi'den bahsetmek istiyorum size. Gerçi bilenleriniz vardır içinizden ama biraz da işime yakın olduğu için haftada bir iki uğradığım bir mekan.(şu aralar yanındaki yeri de alarak bahçe şekline getiriyor) . Bilmeyenler için ; Kadıköy söğütlüçeşme camisinin tam karşı sokağında diyebiliriz. 

   İsmi Dürümcü Emmi olmasına rağmen müdavimlerinin bir çoğu buraya Beyran ve Paça çorbası için geliyor aslında. Günün her saati neredeyse dolular. Önceden servis konusu biraz sıkıntılı olsa da şimdilerde durum daha iyi gibi gözüküyor. 

  Gelelim meşhur Paça Çorbasına. İnsan bir yemeği özler mi yahu ? Vallahi biz özlüyoruz paça çorbası içmeyi. Paça çorbası dediysem , öyle içinden ayak filan çıkan cinsinden değil bu.Kendilerine has(Antep usulü) olarak hazırlayıp terbiye ettikleri bir çorba. Yanına başka birşey yemeseniz bile o öğünü size geçirtebilecek bir yemek aslında. Haa doymam derseniz haydi bir adet gevrek lahmacunun da tadına bakın derim o zaman .Deneyenler zaten bilirler de , denemeyenleriniz varsa en kısa zamanda gitmenizi tavsiye ederim. 

   Diğer yiyecekleri denemediğim için yorum yapmak doğru olmayacak fakat sırf çorba içmek için heryerden gelen insanlar olduğunu hatırlatmak isterim.

Başka bir blog yazısında görüşmek üzere , şimdilik hoşçakalın :)


Paça çorbası ve roka



   



25 Mayıs 2016 Çarşamba

Merhaba,

Blog açma fikri uzun zamandır kafamda olan bir projeydi ve bugüne kısmet oldu. Umarım gerek içerik olarak gerekse de paylaşım olarak hedeflediklerime ulaşabilirim.
Tüm yayınların bizzat benim tarafımdan deneyimlenip bu sayfalara taşınacağından emin olabilirsiniz. Dolayısı ile içeriklerin hepsi (istisnalar olabilir) beni bağlayacaktır.
 Elimden geldiğimce fazla içerik ,yorum ve fotoğraf yayınlamaya çalışacağımdan emin olabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar

Kendinize iyi bakın ve sağlıkla kalın...

Tunç